Romanya Limited Şirketi/SRL - Ortak-Yönetici'nin azli. Nisap ve Çoğunluk. İçtihatların gelişimi. Genel Kurul’un Mutlak ve Nispi Butlan Nedenleri. Genel Kurul Kararlarının iptali için Aktif Dava Ehliyeti.

Romanya Limited Şirketi/SRL - Ortak-Yönetici'nin azli. Nisap ve Çoğunluk. İçtihatların gelişimi. Genel Kurul’un Mutlak ve Nispi Butlan Nedenleri. Genel Kurul Kararlarının iptali için Aktif Dava Ehliyeti.

Romanya Limited Şirketi/SRL - Ortak-Yönetici'nin azli. Nisap ve Çoğunluk. İçtihatların gelişimi. Genel Kurul’un Mutlak ve Nispi Butlan Nedenleri. Genel Kurul Kararlarının iptali için Aktif Dava Ehliyeti.

 

Romanya Limited Şirketi/SRL - Ortak-Yönetici'nin azli. Nisap ve Çoğunluk. İçtihatların gelişimi. Genel Kurul’un Mutlak ve Nispi Butlan Nedenleri. Genel Kurul Kararlarının iptali için Aktif Dava Ehliyeti.

Not              

Hacim, kullanılan teknik dil ve karmaşık cümle yapıları nedeniyle, ilgili  yasa ve Mahkeme  Kararlari metinlerinin tam olarak çevirisi yalnızca İngilizce versiyonunda yapildi.  

  1. Bir limited şirkette yöneticilerin atanması ve görevden alınması, Genel Kurul’un (AGA) yetkisi kapsamına girmektedir. Bu husus, Romanya Şirketler Kanunu No. 31/1990’un (Şirketler Kanunu) 194. maddesi, 1. fıkrası, b) bendi uyarınca açıkça düzenlenmiştir.

Aynı maddenin e) bendinde, Genel Kurul’un yetkileri arasında, AYRI OLARAK, "şirket ana sözleşmesini değiştirme" yetkisi de açıkça tanımlanmiștir.

  1. Şirketler Kanunu’nun 204. Maddesinde yapılan göndermeler çerçevesinde - 114. maddenin 1. fıkrası ve 113. maddenin b), c), d) ve f) bentlerine - şirket ana sözleşmesinin değiştirilemsi açıkça şu durumları kapsadığı sonucuna varılmaktadır: Şirket isminin değiştirilmesi, Şirketin organizasyon yapısının değiştirilmesi, Şirket merkezinin taşınması, Faaliyet konusunun değiştirilmesi, İkincil şubelerin açılması veya kapatılması, Şirket sermayesinin artırılması.
  2. Bir limited şirket için Genel Kurul (AGA) kararlarının geçerliliği açısından genel kural olan toplantı yeter sayısı (kvorum) ve çoğunluk şartı, Şirketler Kanunu’nun 192. maddesi, 1. fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre, ilk toplantıda kararların geçerli olabilmesi için "şirket sözleşmesinde aksi öngörülmedikçe, ortakların ve sermaye paylarının mutlak çoğunluğunun sağlanması" gerekmektedir.

Yani, bir SRLnin ana sözleşmesinde belirli konular için daha katı ya da daha    hafif şartlar öngörülmemişse, ilk çağrıda, bir Genel Kurul kararının geçerli olabilmesi için iki şartın birlikte sağlanması gereklidir: en az 50%+! ortağın olumlu oy kullanması ve bu ortakların toplam hisselerinin en az %50 + 1’e ulaşması.

  1. Şirketler Kanunu’nun 197. maddesi, 1. fıkrası uyarınca, bir limited şirketin (SRL) yöneticileri ortaklardan biri olabileceği gibi, ortak olmayan bir kişi de olabilir. Bu kişiler, şirketin kuruluş aşamasında doğrudan Ana Sözleşme ile atanabileceği gibi, daha sonra Genel Kurul (AGA) kararıyla da atanabilir (bu tür bir atama Ana Sözleşme’nin ilgili şekilde sonradan değiştirilmesini de zorunlu kılar.)

Şirketler Kanunu’nun 7. maddesi, e) bendi uyarınca, bir SRL’nin Ana Sözleşmesi şu hususları zorunlu olarak içermelidir - Yöneticilerin ortak olup olmadıkları fark etmeksizin: Yöneticilerin kimlik bilgileri, Görev süreleri, Kendilerine verilen yetkiler, Yetkilerini birlikte mi yoksa ayrı ayrı mı kullanacakları.

 

  1. 26.11.2022 tarihine kadar, Şirketler Kanunu’un 194. maddesi, 2. fıkrası yürürlükteydi, bu tarihten sonra yürürlükten kaldırılmıştır. Bu düzenleme, şirket ana sözleşmesinde değişiklik yapılması için oybirliği (limited şirketteki tüm ortakların lehte oy kullanması) kuralını zorunlu kılmaktaydı—kanun veya ana sözleşme açıkça daha hafif oylama koşulları öngörmediği sürece.

Burada önemli bir husus olarak şu tespit edilmelidir:

Yöneticilerin (ortak veya ortak olmayan) azledilmesi için oybirliği kuralını açıkça zorunlu kılan veya bu işlemi açıkça ana sözleşme değişikliği olarak nitelendiren herhangi bir yasal düzenleme BULUNMAMAKTADIR.

Bu fikranin yürürlükten kaldırılması, yasama organının yeni bir yaklaşım benimsediğini göstermektedir. Yani, Ana Sözleşme’de oybirliği kuralı veya daha hafif oylama koşulları öngörülmemişse, 26.11.2022 tarihinden sonra Ana Sözleşme değişiklikleri için alınacak AGA kararları, yukarıda (3) numaralı bolum de belirtilen genel kurala tabi olacaktır.

            Bu değişiklikle amaçlanan varsayılabilecek hususlar şunlardır:

  • Ortakların artık bir araya gelemediği durumlarda karar alma süreçlerinde tıkanıklık yaşanmasını önlemek,
  • Ortaklar arasındaki çekişmelerin ve iletişim kopukluklarının şirket işleyişini sekteye uğratmasını engellemek,
  • "Azınlık suistimali" (abuz de minoritate) olarak adlandırılan, küçük ortakların kötü niyetli oy kullanarak şirketin işleyişini bilinçli şekilde bloke etmesini önlemek,
  • Özellikle %50 - %50 ortaklık yapısına sahip iki ortaklı limited şirketlerde sıkça karşılaşılan karar alma blokajlarını gidermek.
  • Aşağıda detaylandırılacak içtihatlar doğrultusunda, yöneticinin azledilmesi ve yerine yeni bir yöneticinin atanmasının, şirket ana sözleşmesinde değişiklik olarak değerlendirilmemesi gerektiği veya en azından her durumda böyle değerlendirilmemesi gerektiği yönündeki görüşün de yürürlükten kaldırma (abrogasyon) gerekçeleri arasında yer alabileceği ihtimali göz ardı edilmemektedir.

Ön Değerlendirme Sonucu:

Eğer yöneticinin azline ilişkin AGA kararı 26.11.2022 tarihinden sonra alınmışsa, yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda oybirliği kuralının uygulanamayacağı açıktır - Kuruluş sözleşmesi bu kuralı zorunlu kılmadığı sürece. Bu bağlamda, kuruluş sözleşmesinin en başından itibaren dikkatli bir şekilde hazırlanmasının önemini vurguluyoruz.

265/2022 sayılı Romanya Kanun ile yasama organı, en azından eşit ortaklık oranına sahip SRL’lerde (sınırlı sorumlu şirketler) karar alma süreçlerinde yaşanabilecek tıkanıklıkları önlemeye çalışmıştır. Bu doğrultuda, Madde 7 harf d) ind. 1 ile kuruluş sözleşmesine şu hükmün dahil edilmesini zorunlu kılmıştır: " sermaye paylarının eşit olması nedeniyle mutlak çoğunluğun sağlanamadığı durumlarda - Genel kurul kararlarının alınma yöntemi".

Ancak, uygulamadaki durumlar, bu düzenlemenin olası tıkanıklık riskini tamamen ortadan kaldırmadığını göstermektedir. Özellikle, bu yeni düzenlemeden önce kurulmuş şirketlerin kuruluş sözleşmeleri güncellenmediği sürece ticaret siciline uyarlanmadığında sorun devam edebilir. Ayrıca, çoğunlukla eşit ortaklık söz konusu olmasa da birden fazla ortağı bulunan SRL’lerde, çoğunluk istismarı veya yöneticinin şirket aleyhine dolandırıcılık içeren işlemler gerçekleştirmesi gibi riskler de ortaya çıkabilmektedir. Bunun yanı sıra, genel kurulun yasaya uygun şekilde oluşturulmasını için, bazı çıkar gruplarının yalnızca kendi lehlerine kararlar aldırmak amacıyla yeni ortakları stratejik olarak şirkete dahil etmesi gibi yapay müdahaleler de görülebilmektedir.

Eğer yöneticinin azline ilişkin AGA kararı 26.11.2022 tarihinden önce alınmışsa, şu sorular gündeme gelir: Bir yöneticinin—özellikle aynı zamanda ortak olan bir yöneticinin—görevden alınması, oybirliği kuralına tabi olan bir ana sözleşme değişikliği olarak kabul edilebilir mi? Görevden alınan ortak-yönetici, oybirliği kuralının ihlal edildiğini ileri sürerek AGA kararının iptalini ve dolayısıyla yöneticilik görevine yeniden atanmasını talep edebilir mi - aktif dava ehliyeti var mi ?

  1. Şirketler Kanunu’nun 196 maddesi uyarınca, bir limited şirketin Genel Kurul (AGA) kararlarına itiraz edilmesi konusunda anonim şirketlere (SA) ilişkin kurallar uygulanmaktadır. Ancak, SRL'ler için bir farklılık bulunmaktadır: AGA kararına karşı dava açma süresi  hep 15 gün olup, bu süre kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren değil, ilgili ortağın karardan haberdar olduğu tarihten itibaren işlemeye başlar. Bu tarih, itiraz hakkına sahip ortağın: Kararın alındığı AGA toplantısına katıldığı tarih, veya Toplantıya katılmadıysa, şirket yöneticisi tarafından AGA kararının kendisine bildirildiği tarih olabilir.

Buna göre, Şirketler Kanunu’nun 132. maddesi, 2. fıkrası gereğince: Genel Kurul kararları, kanuna veya ana sözleşmeye aykırı olması halinde, aşağıdaki kişiler tarafından dava konusu edilebilir:

  • Toplantıya katılmayan ortaklar (şirket sözleşmesine veya kanuna uygun şekilde toplantıya çağrıldıkları varsayımıyla),
  • Toplantıya katılmış ancak aleyhte oy kullanmış ve bu durumu tutanağa geçirilmesini talep etmiş ortaklar.
  1. Bununla birlikte, Şirketler Kanunu’nun 132. maddesinde, 2. fıkradan farklı bir düzenleme içeren 4. fıkra, SA’lardan alınarak SRL’ler için de geçerli olacak şekilde şu hükmü içermektedir: “Yönetim kurulu üyeleri veya denetim kurulu üyeleri, görevden alınmalarına ilişkin genel kurul kararına itiraz edemezler.”

Ayrıca, SA’lara ilişkin 137¹. maddenin 4. fıkrası uyarınca, tek kademeli yönetim sisteminde şu düzenleme yer almaktadır: “Yöneticiler, her zaman olağan genel kurul tarafından görevden alınabilir. Ancak, görevden alma haklı bir nedene dayanmıyorsa, yönetici tazminat talep etme hakkına sahiptir.”

 

Yukarıda (6) ve (7) numaralı bölümlerde belirtilen hukuk kurallarına dayanarak, hem Yargıtay (Inalta Curte de Casație și Justiție - ICCJ) düzeyinde hem de ülke genelindeki Temyiz Mahkemeleri (Curtea de Apel) düzeyinde, zengin bir içtihat birikimi oluşmuş olup, bazı durumlarda yeknesaklıktan uzak kararlar verilmiştir.

***

ÖZÜNDE, MAHKEMELERIN TEMEL GÖRÜŞLERI ŞU ŞEKİLDE ÖZETLENEBİLİR:

I. 2017 yılına kadar elimizde somut veriler bulunmaktadır ve bu verilere göre ülke genelindeki Temyiz Mahkemelerinin çoğunlukla benimsediği uygulama şu yönde olmuştur: "Ana sözleşmede aksi öngörülmüşse, İLK Ana sözleşme ile atanmış bir limited şirket yöneticisinin azli, ana sözleşme değişikliği niteliğinde olup, TÜM ORTAKLARIN OYUNU GEREKTİRİR."

[Bu görüş, Yargıtay’ın (ICCJ) 45/2018 sayılı kararının "VIII. Ulusal Mahkemelerin İçtihatları" başlıklı bölümünün 40. maddesinde yer almakta ]

Bu şu anlama da gelmektedir:  Eğer yönetici, şirketin kuruluşundan sonra bir Genel Kurul (AGA) kararı ile atanmış ve BU ATAMA ANA SÖZLEŞMEYE SONRADAN EKLENMİŞSE, bu durumda GENEL ÇOĞUNLUK KURALI UYGULANABİLECEKTİR.

Bu görüşün dayanakları: Şirketler Kanunu’nun 77. maddesi, 1. fıkrası, yöneticilerin atanması için çoğunluk kuralını öngörmektedir, ancak yöneticilerin azli konusunda aynı hüküm bulunmamaktadır. Aynı maddenin 2. fıkrası, yalnızca AGA tarafından atanmış yöneticilerin çoğunluk kuralına göre görevden alınabileceğini düzenlemektedir.
Ancak, kuruluş sırasında ana sözleşme ile atanmış yöneticiler, bu kuraldan istisna tutulmuştur ve bunların görevden alınması için oybirliği şartı getirilmiştir. Mahkemeler, "simetri kuralı" (regula simetriei) uygulayarak şu sonuca varmıştır: Bir şirketin ana sözleşmesi, tüm ortakların oybirliği ile kabul edildiği için, aynı şekilde ilk yöneticilerin atanması da tüm ortakların mutabakatı ile yapılmalıdır. Dolayısıyla, aynı kurala bağlı kalarak, görevden alınması için de aynı şart aranmalıdır—yani, oybirliği.

II. Yargı kararlarında, yöneticilerin görevden alınmasının, hangi belgeye veya hangi tarihte atandıklarına bakılmaksızın, ana sözleşme değişikliği olarak değerlendirilmesi ve oybirliği (unanimitate) kuralına tabi olması gerektiği yönünde bir görüş te şekillenmiştir.

III. Yargı kararlarında, yönetici sıfatının sona erdirilmesinin (azil), bir ana sözleşme değişikliği olarak değerlendirilmeyip, dolayısıyla oybirliği kuralına tabi olmadığı yönünde bir görüş te şekillenmiştir.

Ancak, yönetici aynı zamanda ortak sıfatına sahipse, azil kararına karşı iptal davası açmak için aktif dava ehliyetine sahip olabilir - yalnızca mutlak butlan (nulitate absolută) sebeplerine dayanılarak dava açılması durumunda.

Mutlak butlan, Şirketler Kanunu’nda SRL’ler için anonim şirketlerden (SA) devralınan sınırlamalar kapsamında değerlendirilmemektedir.

Bu doğrultuda, Bükreş Temyiz Mahkemesi ve Cluj Temyiz Mahkemesi’nin kararlarında da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadına atıf yapılarak adil ve hukuka uygun bir yaklaşım benimsendiği görülmektedir. Evet, bu içtihatlar 26.11.2022 tarihinden önceki AGA kararlarına ilişkin olsa da, mantıkları halen geçerliliğini korumaktadır.

Aşağıda da görüleceği üzere, bazı yargı görüşleri, görevden alınan yöneticinin AGA’nın görevden alma kararına karşı iptal davası açma hakkının sınırlandırılmasına ilişkin olarak şunları savunmuştur:

  • Kanun, iptal davası açma yetkisi bakımından mutlak hükümsüzlük sebepleri ile ortaklık sıfatının bir arada bulunmasına dair bir ayrım yapmamaktadır.
  • Sebebi ne olursa olsun (mutlak /nispi), mutlak hükümsüzlük iddiasının sonuçları, aynı olacaktır.
  • 132. madde (3) fıkrasına göre, mutlak hükümsüzlük sebepleriyle AGA kararlarını iptal davasına konu etme hakkı, kanunun öngördüğü menfaati taşıyan kişiler için düzenlenmiştir ve bu kişiler ortaklardan farklı çıkarları temsil etmektedir.

Ancak, kendi pratiğimde karşılaştığım olaylar, benimsediğim görüşü desteklemektedir.

  1. Eski yönetici-ortak ile üçüncü şahıslar arasında böyle bir ayrım yapılmasını haklı kılacak bir gerekçe yoktur.
    • Bir hakli üçüncü şahsın dava açma hakkı varken, aynı hakkın şirketteki ortak sıfatını koruyan eski yöneticiye tanınmaması haksız bir ayrıma neden olacaktır.
    • Ortak, şirketin hukuka uygun şekilde faaliyet göstermesini sağlamak için bir menfaate sahiptir ve bu doğrultuda yasa disi kararları iptal ettirme hakkına sahip olmalıdır.
  2. Bazı durumlarda, şirket içinde çoğunluk hissedarı olan bir ortak yöneticilik yetkisini kötüye kullanabilir.
    • Örneğin, şirkette iki ortak yönetici olabilir ve bunlardan biri çoğunluk hissedarı olabilir.
    • Çoğunluk hissedarı, şirket aleyhine henüz bilinmeyen dolandırıcılık işlemleri gerçekleştirebilir.
    • Daha sonra, şirkete üçüncü bir ortağı dahil ederek yönetim çoğunluğunu ele geçirebilir.
    • Bu yeni ortak, çoğunluk hissedarının etkisi altına girerek diğer yöneticiyi (azınlık hissedarı olan yöneticiyi) görevden almak için oy kullanabilir.
    • Böyle bir durumda, azınlık hissedarı olan yönetici, görevden alınması nedeniyle şirket içi süreçlere erişim sağlayamaz ve çoğunluk hissedarının gerçekleştirdiği hukuka aykırı işlemleri öğrenmesi ve kanıtlaması zorlaşır.

Bu yalnızca tek bir örnek olup, yukarıdaki görüşümü destekleyen birçok başka pratik senaryo da bulunabilir.

 

IV. Yargı kararlarında, yöneticinin görevden alınmasının (azil), ana sözleşme değişikliği olarak değerlendirilmediği ve dolayısıyla oybirliği (unanimitate) kuralına tabi olmadığı yönünde bir görüş şekillenmiştir. Bu doğrultuda, görevden alınan yönetici, ortak olup olmadığına bakılmaksızın, azil kararına karşı dava açma yetkisine (aktif dava ehliyetine) sahip değildir.

Bu görüşün dayanakları:

  1. Yukarıda (6) ve (7) numaralı bölümlerde açıklanan hukuk kuralları açık olup şu sonuçları doğurmaktadır:
    • Genel Kurul (AGA) tarafından bir yöneticinin görevden alınması, görev süresine bakılmaksızın her zaman mümkündür.
    • Azil işlemi, haklı bir nedene dayalı olup olmaksızın gerçekleştirilebilir, yani yönetici kusurlu olsun ya da olmasın görevden alınabilir.
    • Görevden alınan yönetici, ortak olup olmadığına bakılmaksızın, AGA kararına karşı iptal davası açamaz.

İlgili içtihatlar:

Yargitay – Ticaret Dairesi, Karar No. 4233/2010

Bacău Temyiz Mahkemesi, Karar No. 4/2008

Oradea Temyiz Mahkemesi, Karar No. 16/2021

  • Bununla birlikte, yönetici AGA kararının iptalini talep edemese de, eğer azil işlemi haklı bir nedene dayanmıyorsa, (sadece) tazminat talep etme hakkına sahiptir.

Mahkeme uygulamalarında, yeni bir yöneticinin atanmasına ilişkin AGA kararının iptalinin de kabul edilmez olduğu tespit edilmiştir. Bu tür bir dava, dolaylı bir şekilde yönetici azlinin geçersizliğini sağlama amacı güdeceği için reddedilmektedir.

  1. Kanun, yöneticilerin yetki ve görev süreleriyle ilgili değişiklikleri, ana sözleşme değişikliği olarak değerlendirmemektedir. Dolayısıyla, oybirliği kuralı uygulanamaz - Kanun koyucu, yöneticinin görevden alınması ile ana sözleşme değişikliğini Genel Kurul’un ayrı ayrı yetkileri olarak düzenlemiştir.

Şirketler Kanunu’nun 197. maddesi, 3. fıkrası, yöneticilerin yönetim sistemine ilişkin düzenlemelerde 77. maddenin 1. fıkrasına atıfta bulunmaktadır, ancak 193. maddenin 2. fıkrasına veya 77. maddenin 2. fıkrasına atıfta bulunmamaktadır.

[Yargitay  Kararı No. 3233/2010

Timișoara Temyiz Mahkemesi – İkinci Hukuk Dairesi Kararı]

  1. Eğer oybirliği tezi kabul edilirse, özellikle hem ortak hem yönetici olan kişi açısından, (7) numaralı bolumde belirtilen yasal sınırlama mantıksız kalir.

Çünkü, yönetici-ortak görevden alınması için önceden kendi onayının alınmasını gerektiren bir kural öngörülmüş olsaydı, bu durumda, AGA’nın böyle bir azil kararını alması baştan mümkün olmayacak, dolayısıyla azil kararının yargı yoluyla iptali de gündeme gelmeyecekti. Bu mantık, yasayi işlevsiz hale getiren bir paradoks oluşturur. Romanya'da, genel kural her zaman kanunların ve sözleşme hükümlerinin, bir etki doğuracak şekilde yorumlanması gerektiğidir; herhangi bir etki doğurmaması yönünde yorumlanmamalıdır.

 

  1. Ana sözleşmenin, ortaklar arasında hukuki bağlayıcılığı olan bir sözleşme niteliğinde olduğu doğrudur. Ancak, ana sözleşmede yöneticilere ilişkin hükümler, esasen farklı bir hukuki temele dayanır - "vekalet sözleşmesi" (contract de mandat). Vekalet sözleşmesi doğası gereği feshedilebilir olup, bu nedenle yöneticinin görevden alınması, ana sözleşme değişikliği kapsamında değerlendirilemez.

V. Oybirliği kuralını geçersiz sayan bazı mahkeme kararları tespit edilmiştir. Bu görüş, Yargıtay’ın (ICCJ) bazı eski emsal kararlarıyla da desteklenmiştir: ICCJ – İkinci Hukuk Dairesi, Temyiz Kararı No. 3915/2013.

Bu görüşe göre, yönetici-ortak, kendi görev süresiyle ilgili konularda oy kullandığında, şirketle menfaat çatışması (conflict de interese) içinde olacaktır.

Dolayısıyla, oy kullanmaktan çekinmesi gerekir ve bu durumda oybirliği kuralı yalnızca diğer ortaklar açısından geçerli olacaktır.

Ancak, bu yorum, ülke genelindeki diğer temyiz mahkemeleriyle çelişmektedir.

 Özellikle, Bükreş Temyiz Mahkemesi gibi bazı mahkemeler, menfaat çatışması hükmünün bu tür durumlara uygulanamayacağını makul gerekçelerle açıklamıştır.

Bu yaklaşımın, yukarıda  (7) numaralı bölümlerde belirtilen sınırlamalarla uyumlu olduğu düşünülerek, bazı mahkemeler tarafından benimsenmiş olduğu gözlemlenmektedir.

 

GENEL SONUÇLAR

 

I. Eğer yöneticinin azline ilişkin AGA kararı 26.11.2022 tarihinden sonra alınmışsa ve ana sözleşmede açıkça oybirliği kuralına ilişkin bir hüküm bulunmuyorsa, oybirliği kuralı UYGULANMAZ. Kuruluş Sözleşmesi hükümlerinin bu bağlamda etkili / risksiz bir şekilde uygulanabilmesi için Analiz edilen duruma özgü olarak uygulanır, genel bir kural olarak değil (yani, yöneticinin atanması/görevden alınması ile ilgili olarak, kuruluş sözleşmesi veya AGA aracılığıyla atanma/görevden alma özelikleri ve/veya ortaklık sıfatının eş zamanlı taşınması açısından).

II. Eğer yöneticinin azline ilişkin AGA kararı 26.11.2022 tarihinden önce alınmışsa:

  • Görevden alınan yöneticinin yetkisi, şirketin kuruluş aşamasında doğrudan Ana Sözleşme ile belirlenmişse, oybirliği kuralının geçerli sayılması ihtimali daha yüksektir.
  • Görevden alınan yöneticinin yetkisi, şirketin kuruluş aşamasında değil, daha sonra bir Genel Kurul (AGA) kararı ile belirlenmiş ve buna bağlı olarak ana sözleşmede değişiklik yapılmışsa, oybirliği kuralının uygulanmama riski daha yüksektir.

Ülke genelindeki Temyiz Mahkemelerinin büyük çoğunluğu bu görüşü benimsemiş ama Romanya hukuk sisteminde içtihat hukukun bağlayıcı bir kaynağı değildir.

III. GÖREVİNDEN ALINAN YÖNETİCİ-ORTAĞIN HAKLARI HAKKINDA:

  • Eğer yöneticinin görevden alınması haklı bir nedene dayanmıyorsa, tazminat talep etme hakkına sahiptir.
  • Ancak, yöneticinin görevden alınmasına ilişkin AGA kararının iptali için dava açma hakkı konusunda:
    • Yetkili Temyiz Mahkemesi’nin (Curtea de Apel) benimsediği hukuki perspektife bağlı olarak değişkenlik gösterebilir
    • İleri sürülen iptal gerekçelerinin niteliği önemlidir (mutlak butlan vs. nispi butlan) ve mahkemenin, bu gerekçeleri mutlak butlan kapsamında mı yoksa nispi butlan kapsamında mı değerlendirdiğine bağlıdır.
Yasal Destek

Romanya'da bir avukat mı arıyorsunuz?

Avocat Bucuresti